Arkadaş Zekai Özger, 8 Ocak 1948 yılında Bursa’da yoksul bir ailenin yedi çocuğundan biri olarak dünyaya gelir. Kamu işçisi olan babası Ali Bey, aynı zamanda ailesinin geçimini sağlayabilmek için ayakkabı tamiratı yapar; ev kadını olan annesi Fahriye Hanım ise zaman zaman tütün fabrikalarında çalışır.
Öğrenim hayatına Bursa Altıparmak İlkokulu’nda başlayan Özger, Bursa Osman Gazi Orta Okulu ve Bursa Atatürk Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nun Radyo-Televizyon bölümünü bitirir. Böylece TRT Ankara Televizyonunda kurgucu olarak çalışmaya başlar.
Yoksulluk içinde geçen çocukluk döneminde, ostomyolit adlı bir kemik hastalığına yakalanır ve bu durum sebebiyle hastane, çocukluk anılarının mekânı haline gelir. Yıllarını alıp götüren, onu hastane odalarına mahkûm eden bu hastalığın onda bıraktığı derin izleri, yazdığı “Kurdeşen” şiirinde anlatır.
“bir çeşit kemik hastalığı
sağ bacağa ve sağ bacağa musallat olur
en çok sağ bacağa
sekiz buçuk yaşındayken musallat olur
yirmibirlere kadar birlikte büyürsünüz
en çok o büyür siz küçülürsünüz”
Üst üste ameliyatlar geçiren, aylarca koltuk değnekleriyle yürümek zorunda kalan Özger’in, acılarını kendisiyle birlikte göğüsleyen annesi ile arasında özel bir bağ vardır. “Anne” onun şiirlerinin en önemli imgesi haline gelir ve “Hüzün Mevsimi”, “Beyaz Ölüm Kuşları” gibi birçok şiirinde annesiyle diyaloğunu sürdürür.
1965 yılında henüz 17 yaşındayken arkadaşı Ömer Zafer Göktürk ile birlikte “Kent 16” dergisini çıkarır. Tek sayı çıkan bu dergide (Aralık 1965) Özger’in yayımlanan ilk şiiri olan “Niye Kapalı Kapılarınız, Bulamıyoruz” yer alır. Sonrasında bu şiirinde bazı değişiklikler yapar ve şiir, “Mumsöndü” adıyla Forum Dergisinin 15 Haziran 1969 tarihli sayısında yayımlanır. Soyut Dergisinde çıkan “Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası” adlı şiirinden sonra (1967) şiir ve yazıları, Forum, Papirüs, Yordam, Dost, Yansıma dergilerinde ve Ulus Gazetesinin kültür-sanat sayfalarında da yayımlanır.
Ölüm, yalnızlık ve cinsellik; şiirlerinin en belirgin temaları niteliğindedir. Özellikle içinde bulunduğu dönemde cinsel yöneliminden dolayı, toplum içerisinde bir öteki olarak cinsellik temasını işlemesi, büyük bir cesaret göstergesidir. Özger’in şiirlerini üslup bakımından İkinci Yeni etkisiyle yazdığı söylenilse de onun şiirlerindeki soyut anlatımın yanı sıra, toplumsal ve güncel olanla bir derdi vardır. Özellikle 12 Mart süreci itibariyle daha toplumsal şiirler yazmaya başlar. 24 Ocak 1971 tarihinde SBF yurduna yapılan polis baskını ve gözaltı sırasında işkence görüp, başına ağır darbeler alır. Yapılan bu saldırıyı anlattığı “Adak” şiirini, yurtlarını yiğitçe savunanlara ithaf eder.
“silahımız çiçeklerdi
cephanemiz yüreğimiz
sayımız azdı ama,
korkumuz yoktu
kaç saat vuruştuk
kaç yüzyıl saat
sayımızın azlığına
düşmanın çokluğuna bakmadan
kan tutmuş üçbin düşmana
üçyüz yurtsever”
Aradan iki yıl geçtikten sonra 29 Nisan 1973 sabahı Ankara’da, sokakta yaralı halde bulunur. 5 Mayıs 1973’te beyin kanaması sebebiyle kaldırıldığı Numune Hastanesi’nde yaşamını yitirir. Yakınları, ölümüne yurt baskını esnasında başına aldığı ağır darbelerin sebep olduğunu düşünseler de ölüm nedeni belirsiz kalmıştır.
“Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası” adını vermek istediği şiir kitabını, zamansız ölümü sebebiyle yayımlayamaz; fakat önceden dergi ve gazetelerde yayımlanan şiirleri, ölümünden sonra Tekin Sönmez tarafından “Şiirler” adıyla toparlanarak bir kitap haline getirilir (Nadas Yayınları, 1974). Kitabın ikinci basımı ise Mayıs Yayınları tarafından “Sevdadır” adıyla yayımlanır. (1984). Kenan Yücel’in “Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası” adıyla yayımladığı kitapla (Ve Yayınevi, Nisan 2014) Özger’in dileği gerçekleşmiş olur.
Şiirleri; Grup Ekin, Onur Akın, Grup Yorum, Sadık Gürbüz gibi pek çok müzisyen tarafından bestelenir. “Aşkla Sana” ve “Pencere” şiirleri birçok isim tarafından farklı bestelerle seslendirilir. 25 yıllık kısacık hayatını böylesine derin yaşayan Arkadaş Z. Özger, ürettikleriyle akıllarda kalıcı bir yer edinmiştir.
“Şimdi senin uzanıp yattığın otlarda,
Yarın yeni bir yeşillik büyüyecek”